MEME BÜYÜTME AMELİYATI




Meme rekonstrüksiyonu amaçlı ya da meme büyütme amaçlı olsun, implant kullanımı ile meme kanseri gelişimi arasında, kanserin nüksetmesi arasında, geç yakalanması arasında, hastanın sağ kalımına kötü etki arasında herhangi bir ilişki yoktur .

Büyütme mammoplastisinde sadece  implant  kullanıldığında hastanın memesinin şeklinde bir değişme olmayacağı, sadece hacminin artacağı unutulmamalıdır. Eğer hacim artışı ile beraber şekil değişikliği de isteniyorsa mutlaka ek işlem yapılmalıdır.

Ameliyat boyunca dikkatli çalışılmış olması halinde postoperatif diren kullanılması gerekli değildir. 

Hazırlanacak cep yada poşun potansiyel olarak büyük hacimde mi yoksa küçük hacimde mi olduğunu, başka bir ifade ile büyük bir implant mı yoksa küçük bir implant mı seçmemizin iyi olacağına karar vermede APSS (“anterior pull skin strech”) testinden yararlanılabilir. Burada meme başından tutularak meme dokusu horizontal pilanda öne doğru çekilir. Normal duruşu konumu ile bu germe sonucu ortaya çıkan duruşu arasındaki mesafenin 2 cm kadar olduğu vakalarda küçük implant yeterli olacaktır. Üç buçuk, ya da 4 cm gibi değerler çıktığında potansiyel cepin büyük,  dolayısıyla gerekli olacak implantın da büyük seçilmesi gerektiğine karar verilebilir. Genel olarak 350 cc’den daha büyük implant seçimleri ile hasta isteği bu yönde olsa bile komplikasyon oranının artacağı unutulmamalıdır.

Ameliyatta cep açılırken asla gereğinden büyük cep açılmamalıdır. Bu artmış doku tıravması, his kaybı, kontraktür riski,  implantın uygun olmayan yerlere tesbit olması gibi riskler taşır. Cep asla künt diseksiyonla açılmamalıdır. Mutlaka keskin diseksiyonla çalışmalıdır. Her bir poş hazırlanırken  kesilecek yerler küçük adımlarla kesilmeli en ufak bir damar mutlaka bipolar koterle koterize edilerek ilerlenmelidir. Bu işlem can sıkıcı gibi gelebilse de tekrarlayan işlemlere yol açmayacağı için esasında uzun değil hızlı bir ameliyat imkanı sağlar. Ayrıca bu şekilde çalışıldığında zaten nipıl  areolar kompleksin innervasyonundan sorumlu sinir de çok net olarak görünür ve korunabilir. Eğer diseksiyon monopolar koter yardımı ile keserek yapılacaksa ortama yayılan duman aspire edilmelidir.

İnframammariyan kesi ile implant konmuş olgularda sütür konurken asistan tarafından bir künt kenarlı metal alet ile purotez koruma altına alınır. İlave olarak pozisyonun Tirendelenburg’a getirilmesi de yarar sağlar. Önce yüzeyel fasyaya sütür konmalı ardından da dermal sütürler konduktan sonra cilt sütürlerine geçmelidir.

İnframammariyan yaklaşımda kesinin tam ve doğru yerden yapılmaması halinde ameliyat sonrası çift meme konturu görünümü ortaya çıkabilir. Bu nedenle ameliyat öncesi hasta ayakta dururken tam inframammariyan sulkus bir kalemle işaretlenmeli ve bu çizgi ameliyat öncesi hasta uyduktan sonra ve boyamadan hemen önce bir bistüri yardımı ile çok yüzeyel bir kesi ile kaybolmaz kılınmalıdır.

TUBA: Burada  tıransumblikal yaklaşımla ve şişirilebilir vasıfta implant yerleştirilmektedir. Tıransumblikal yaklaşımla abdominal duvar boyunca bir tünel açılıp bu tünelden implant subgılandüler veya submuskuler pilana yerleştirilmektedir.

Kapsüler kontraktürün önlenmesinde günde 2000 IU vitE veya papaverin  150 mg günde iki kez kullanılabilir. Baker-II derecesinde kapsüler kontraktür olduğunda kapalı kapsülotomi yapılabilir ancak daha ileri kontraktürler ciddi cerrahi yardımı gerektirir.

TUBA  tekniğini de hesaba katılmak suretiyle meme büyütme için 4 insizyonal yaklaşım olduğu söylenebilir:

1.      İnframammariyan yaklaşım

2.      Periareolar yaklaşım

3.      Tıransaksiller yaklaşım

4.      Periumblikal yaklaşım.

Meme altında kalacak olan belirgin  iz  hesaba katılmazsa denilebilir ki  en iyi yaklaşım inframammariyan  yaklaşımdır. En zor olan yöntem tıransaksiller olandır. Bu teknikle iyi kılivaj elde etmek simetriyi sağlamak zordur. Ancak iz meme dışındadır. Bu önemli bir avantajıdır. İnframammariyan yaklaşım basit olması nedeni ile ilgi görür. Ama iz kaçınılmazdır. Periareaolar olan teknik nisbeten az iz bırakır. Ancak diseksiyon inframammariyan tekniğe kıyasla zordur. İnsizyon teknikleri dışında implantın konulacağı plan da değişebilir. Örneğin implant subglıanduler konabilir veya submuskuler konabilir. Submuskuler plana koymanın  avantajları nisbeten kanama olmaması, sonraki vakitlerde gerekebilecek meme biyopsilerine izin vermesi, mammografiye parazit görüntü oluşturmaması olarak sayılabilir. Pitotik memelerde asla submuskuler koyulmamalıdır. İnce derili ve yaşlı hastalarda submuskuler koymak genellikle daha iyi sonuçlar vermektedir.

Submuskulerden kasıt pektoralis major kasının altıdır. İmplant pektoralis minor kasının ise üzerinde olmalıdır.

Büyütme mammoplastilerinde komplikasyonlar:


1.      Sıvı birikimi, seroma teşekkülü.

2.      Hematom teşekkülü.

3.      Duyu değişiklikleri.

4.      Enfeksiyon gelişimi.

5.      Asimetrik meme görüntüsü.

6.      İmplantın ekspoze olması.

7.      Kontur düzensizlikleri.

8.      Sıkar teşekkülü.

9.      Kapsuler kontraktür.

Bunlar arasından en sık rastlanılanlar kapsüler kontraktür ve duyu değişiklikleridir. Duyusal değişiklikler eğer dördüncü interkostal sinir  harap  olursa kalıcı bir meme ucu duyarsızlığı ile kendini ortaya koyarsa da bunun dışında kalanlar geçicidir.

Kapsuler kontraktür BAKER tarafından sınıflandırılmıştır.


Gıreyd-1: Bütünü ile normal meme. Sanki büyütme yapılmamış gibi gözüküyor.

Gıreyd-2: İmplant palpabl ancak gözle farkedilemiyor( hafif  kontraktür).

Gıreyd-3: İmplant hem palpabl hem de görülebiliyor(orta derecede  kontraktür).

Gıreyd-4: Meme ağrılı, dokunmakla duyarlı ve soğuk (ileri kontraktür).