Sebase
kist başta olmak üzere bir çok benin tümör
dış kulak yapılarında
yerleşebilir. Keloid için de kulak lobülü sık rastlanan bir yerleşim yeridir.
Bunlara karşılık, malin deri tümörlerinin %5 kadarı kulak derisinde
yerleşmektedir. Bunların çoğunluğu helikse ait kenarda otururlar. Kıkırdak
dokusu kanserin yayılması için iyi bir bariyerdir. Çoğu kere kıkırdağa kadar
tümör ulaşmışken tanı konabildiğinden kıkırdak rezeksiyonları şarttır. Ancak
yapılacak olan kıkırdak rezeksiyonlarının her zaman tam kat olması gerekmez.
Kulak kepçesi önden arkaya doğru deri-perikondriyum-kıkırdak-perikondriyum-deri
olarak algılanacak olursa, arka derinin sağlam olduğu olgularda arka perikondriyum dahil
çıkarılıp arta kalan deri alanı üzerine deri gırefti taşınabilir. Kulak
kepçesi tümörlerinin tedavisinde radyoterapinin yeri hemen hemen yok
gibidir. Tümörlerin %40 kadarı SCC’dir. %20
olgu da BCC’dir. Melanom %3 sıklık gösterir. Yani bir
cerrahın 3 tane kulak kepçesi melanomu görebilmesi için 100 tane kulak kepçesi
tümörü hastası görmüş olması beklenir. Özet olarak kulak kepçesi malin tümörü
deyince akla SCC gelmelidir ve tedavide radyoterapi
düşünülmemelidir. Heliks kulak kepçesinde SCC’nin en çok oturduğu yerdir ve
olguların %5’i metastaz yapar.